Zaman , 29 Kasım 2007, Perşembe
| |||
TESEV Demokratikleşme Programı kapsamında gerçekleştirilen 'Yargıda Algı ve Zihniyet Kalıpları' başlıklı araştırmanın sonuçları yargıdaki devletçi zihniyeti gözler önüne serdi. Hakim ve savcılar, 'Devletin çıkarları mı, adaletin gerekleri mi?' sorusuna çoğunlukla 'devlet' şeklinde cevap verdi. | |||
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) 'Yargıda Algı ve Zihniyet Kalıpları' başlıklı araştırması, hakim ve savcıların yargı sistemi içindeki yaklaşımlarına ışık tuttu. Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar ve araştırma görevlisi Dr. Eylem Ümit tarafından yapılan çalışma, hakim ve savcıların 'devletçi' zihniyetini ortaya koydu. Kendilerine 'Devletin çıkarları mı, adaletin gerekleri mi?' diye sorulan hakim ve savcıların, 'Ben devletçi hukukçuyum', 'Devlet olmazsa hukuk olmaz, biz de olmayız', 'Benim ülkem söz konusu olduğunda hukuk dinlemem' gibi cevapları dikkat çekti. TESEV Demokratikleşme Programı kapsamında 4 ayaklı projeden ilki olan 'Yargıda Algı ve Zihniyet Kalıpları' başlıklı araştırma sonuçları düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Yargıçların 'Peygamber postuna oturmuş' insanlar gibi algılandıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Mithat Sancar, yargının kutsallaştırılmış bir alan olarak algılandığını, ancak yıpratıcı olmamak kaydıyla eleştirilebilmesi gerektiğini vurguladı. Sancar, araştırmanın çok tartışılan yargıyı görüntülemeyi amaçladığını kaydetti. İstanbul, Ankara, Trabzon ve Diyarbakır'da 51 hakim ve savcı ile birebir yapılan görüşmelerin sonucu hazırlanan raporda ilginç bilgiler yar aldı. 12'si kadın 51 yargı mensubunun yüzde 73'ü Türkçeden başka dil bilmiyor. Araştırmanın zihniyet kalıplarına ilişkin bölümünde, yargılama faaliyeti sırasında 'adalet ile devlet çıkarı' veya 'demokrasi ile devletin güvenliği' arasındaki bir karşıtlık çıkabileceği ve bu durumda devletin çıkarının korunacağı görüşü hakim olduğu belirtiliyor. Bu düşünceyi yansıtan hakim ve savcılar, kendilerine sorulan 'Devletin çıkarı mı, adaletin gereği mi?' sorusuna, 'Ben devletçi hukukçuyum', 'Önce devlet gelir', 'Devletim olmadan benim bireysel özgürlüğüm hiçbir işe yaramaz' şeklinde cevap veriyor. Görüşmecilerin yüzde 63'ü adaletin gereklilikleri ile devletin çıkarının çatıştığını bildiriyor. Her adliye binasında 'Adalet mülkün temelidir' yazdığını hatırlatan Prof. Dr. Mithat Sancar, aslında yargı mensuplarının devlet yerine adalete öncelik vermeleri gerektiğini, tablonun sorunlu olduğunu aktarıyor. Araştırma kapsamına görüşülen savcıların çoğu 'Ben rejimin savcısıyım', 'Bizler görevimizi yaparsak devlet zayıflamaz' derken, 'Ben kamunun savcısıyım' diyenler ise azınlıkta kalıyor. Hakim ve savcılar, devlete karşı işlenmiş suçlar ile devlet görevlileri tarafından işlenmiş suçlara yaklaşımda farklılık olduğunu kabul ediyor. 'Evet, maalesef var' diyenlerin oranı yüzde 45 iken, 'Evet, olması da lazım' diyenlerin oranı yüzde 24. Büşra Erdem, İstanbul | |
| 29 Kasım 2007, Perşembe |
No comments:
Post a Comment