Yazılının eşitsizliğini çözmeyenler, sözlünün peşinde ! Ali İhsan KARAHASANOĞLU Bir bu eksikti işte.. Ankara 6. İdare Mahkemesi, Sağlık Bakanlığı müfettiş yardımcılığı mülâkat sınavını yeterince şeffaf bulmamış ve yapılan atama işlemlerinin yürütmesini durdurmuş!
Verilen karar, 2020’lerin Türkiyesi açısından doğru mudur” diye soracak olursanız, “doğrudur” derim. Ama 2008 Türkiyesi için, böyle bir karar almak, ancak ideolojik yaklaşımla izah edilebilir.. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’de meslek lisesi mezunu ile klasik lise mezununun girdiği aynı imtihandaki farklı puanlandırma sistemi bile değiştirilemedi daha! Ama Ankara 6. İdare Mahkemesi, sözlü sınavın kasete alınmamış olmasını, eşit davranılmadığına bir delil olduğunu belirtip, sınav sonuçlarını iptal etti! Hey gidi hey! ÖSS’de iki öğrenciyi alıyorlar yanyana imtihana.. İkisine de aynı soruyu sorup, sonra ikisinin de bildiği soruda, birisine 5 puan, diğerine 2 puan veriyorlar! Ankara 6. İdare Mahkemesi’nden tutun, Zonguldak 1. İdare Mahkemesi’ne, İstanbul 8. İdare Mahkemesi’ne kadar, Danıştay’ına kadar bir tanecik de olsa hiçbir mahkeme, “Bu ne saçmalıktır? Böyle rezalet olur mu? Aynı imtihana aldığınız iki öğrenciden, birisinin doğru cevabına 5 puan, diğerinin doğru cevabına 2 puan verilir mi? Dalga mı geçiyorsunuz siz? Böyle hokkabazlık olmaz. Böyle vicdansızlık olmaz. Böyle zulüm olmaz! Siz bilim adamı mısınız, yoksa şarlatan mı? Aynı doğru cevaba, farklı puan verilir mi?” demiyor.. Kalkmışlar, müfettiş imtihanında, sözlü bölümdeki soru ve cevapların karşılaştırmasını tam olarak yapabilmek için, tüm adayların mülâkatlarının kayıt altına alınması gerektiğini ve itiraz halinde mahkemece incelenmesi gerektiğini belirtip, imtihan sonucunu iptal ediyorlar! Nasıl bir ideolojik yaklaşım bu, söyler misiniz? Müfettiş yardımcılığı dediğiniz, herkes için temel hak olarak öngörülmüş bir makam değildir. Tabiiki kimsenin hakkı yenilmesin. Ama sonuçta bir vatandaşın müfettiş yardımcısı olmaması, temel hakkının kısıtlanması anlamına da gelmez. Müfettiş yardımcılığı temel hak olmasa da, idare mahkememiz çok hassas bu konuda. “Olmaz” diyor, “sözlü imtihanı da, kasete alacaksın, itiraz olduğunda bana göndereceksin, diğer adayların da imtihan kasetlerini bana göndereceksin, ben inceleyeceğim, ‘acaba adaylara haksızlık edilmiş mi?’ diye bakacağım, daha lâyık bir aday varken, diğerine fazla puan verilmiş mi, araştıracağım” diyor! Peki aynı hassasiyeti, üniversiteye giriş imtihanında niye göstermiyorsunuz beyler? Orasını karıştırma! Orada haksızlığa uğrayanlar, mütedeyyin öğrenciler. Anadolu çocukları. Köylü çocukları.. Ama müfettiş yardımcılığında, haksızlığa uğradığını iddia edenler, hükümete mesafeli olanlar! Dolayısıyla elit kesimin insanları. Egemenliğin, doğuştan kendilerinde olduğunu ileri sürenlerin grubundan! Öyleyse, Robert Kolejliler lehine, Sultanahmet Ticaret Lisesi aleyhine bir haksızlık varsa, oradaki zulmü görmüyorlar.. “İdarenin takdir hakkı vardır” deyip, kapatıyorlar konuyu! Ama Robert Kolejlilerin mağdur olma ihtimali bulunan küçücük bir ihtimal varsa, yeri göğü inletiyorlar: “Her şey kayıt altına alınacak. her şey şeffaf olacak!” Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, görüyor musunuz? Hani o mahkeme; kendi baktığı davalarda şeffaflığı sağlamış da, ondan sonra da Sağlık Bakanlığı’na “şeffaf olun” diye iptal kararı vermiş olsa, “haklıdır” diyeceğim. Ama açıp baksanız o mahkemenin kararlarına, davaların karara bağlanma sürelerine.. Göreceksiniz, biri 2 senede, diğeri 6 ayda, bir diğeri de 3 senede... “Niye böyle?” diye soramazsınız bile.. Defterlerini bile göstermezler kimseye.. Avukat mısınız; olsun.. “Defterlerimiz bizim iç kayıtlarımızdır, dışarıdan kimseye gösteremeyiz” der, engellerler. Ama Sağlık Bakanı mütedeyyin birisi diye, ona olmadık engelleri çıkartmaya kalkışırlar! Ama tüm bunların sorumlusu, AdaletBakanlığı’dır.. A’dan Z’ye, her şeyini bildikleri yargı organlarının, ideolojik yaklaşımlarını öylece seyrediyorlar! Sözlü imtihanın görüntü kaydını isteyen mahkemenin hakimlerine, “Getir bakalım sen kararlarını. Bugün ilk defa mı böyle bir karar veriyorsun, yoksa önceki hükümet dönemlerinde de böyle bir karar verdin mi?” diye sormuyorlar! Sormayınca da, yazılı imtihanlarda bile eşitlik sağlanmamış bir ülkede, sözlü imtihanın kayıtları tartışma konusu oluyor! AdaletBakanlığı böyle yönetildiği sürece de, olmaya devam edecek gibi görünüyor! |
No comments:
Post a Comment